Loading...

Üniversite, bilimsel düşüncenin topluma taşınmasından taraf olmalıdır!

Marmara Üniversitesi’nde düzenleneceği duyurulan evrim karşıtı sempozyumunun hiçbir bilimsel meşruluğu yoktur. Bilim insanları gerici safsatalar karşısında toplumu aydınlatmakla sorumludur.

Üniversite, tarihi boyunca sorumluluk sahibi bilim insanları ve ici bos akademik titr sahibi "memurlar" olmak uzere iki kesimi içinde barındırmış ancak birinci grubun nitelikleri ve tavır alışı sayesinde toplum nezdinde saygı duyulan bir kurum olmuştur. Ote yandan üniversitenin uzun süredir açıkça aydınlatmayan, umut vermeyen bir yer haline gelmesi de birinci grubun mesuliyetindedir. Uzun sessizliğin bir bedeli olmuştur. Üniversitenin “bilim yuvası” misyonunun piyasacılık ve gericilikle yeniden şekillendirilmesi süreci, doğa bilimleri alanının köşe taşı kuramlarından biri olan evrimi üniversiteden kovulmanın eşiğine getirmiştir. Bugün bir kırılmanın eşiğindeyiz. Bilim insanları bu dönüşüme boyun mu eğecek yoksa bilimsel düşüncenin toplumda yayılması için harekete mi geçecek?

• “Bilimin evrimi kabul etmediği” iddiası ile üniversitede sempozyum düzenleme cürreti küçümsenmemeli, yanlışların toplumda ve üniversitede kabullenilmesi için uygulanan şiddete ciddiyetle yanıt verilmelidir.

• Bilimsel çalışmanın birinci şartı olgusal olmak, maddi zemine dayanmaktır. Yaratılış görüşü, bu bilimsel zorunluluğu yerine getirmediğine göre, bilimsel bir alternatif gibi sunulması da özgürlük getirmeyecektir. Bilimsel kuramlar, herkes istediğini söylesin ile değil, delillere ve sınanabilirliğe oturan soyutlamalardan oluşmaktadır. Yaratılışçılığın üniversiteye bilim diye taşınmasına izin verilmemelidir.

• Böyle bir sempozyumun düzenlenmesi kabul edilemez. Böyle bir sempozyuma bilimsel bir tebliğ gönderilmesi düşünülemez. Marmara Üniversitesi yönetiminin “dindar gençlik” söylemini üniversiteye taşıma gayreti hiçbir şekilde meşru olamaz.
 
Blog sayfası için tıklayın.